Skip to main content

DAĞ, KOZMİK EKSEN VE TÜRKLER

Gök-Tanrı’ya yakın ve bazen ona destek olan dikeyliğin güçlü bir simgesi, evrenin merkezinde bulunan ve kozmik bir işlevi olan, ırkın beşiği, ağaçlı, karlı, hem erişilmez, hem gizemli bir yer olan dağ, Türklerin ve Moğolların mitolojilerinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. Her dağ, küçük de olsa her yükselti, anlam yüklü olabilir.

Bir isim ile belirtilmiş özel doruklara ayrı bir ilgi söz konusudur. Örneğin bu Vu-huanlarda, ölüler alemi olan Kızıldağ’dır. Tu-kiularda çok önemli stratejik bir yer, belki de kendisine katışan toprak ve su gibi kutsal bir güç olan ötüken’dir. Ataların mağarasının bulunduğu bir dağ, Ulan-Bator yazıtında tanrılar arasında anılan Köğmen’dir belki ve But Tengri’nin Çince çevrimyazısında geçen çok gizemli bir P’o-teng-ning-li’dir.
Hitanlarda, ırkın kurucularının karşılaşmış oldukları yer Muye’dir. Moğollarda, Cengiz Han’ın sığındığı ve onu kurtaran, kendisine “her sabah kurbanlar sunduğu, her gün onu yardıma çağırdığı” Burqan-Qaldun’dur. Ama, Çiğillerde, Karluklarda, kuşkusuz bozkırların bütün Türk-Moğol halklarında başka dağlar da söz konusu idi.

Türkler, Anadolu’ya göçleri sırasında, kendileri tarafından Orta Asya’da kullanılan adları, birçok yüksek yere yeniden verdiler ve oralarda birer kült oluşturdular. Aynı zamanda, yerli gelenekler tarafından değeri yükseltilen tepeleri kutsal olarak kabul ettiler. Örneğin, Nuh’un gemisinin karaya oturduğu Ağrı Dağı ve bir şaman perspektifi içinde, bir kadın kültünde odaklanan, Paris’in kararının Yunan geleneklerini, Hıristiyanlığın Meryem Ana kültünü ve bizzat kendisi Peygamberin kızı olan Fatma’nın bir kızını yücelten gizemci bir Müslüman akımının hepsini birleştiren, eski adı İda olan Kaz Dağı. Bazen Kaz Dağı ile karıştırılan, bununla birlikte Kafkasya ile özdeşleştirilen Kaf Dağı, dev’lerin ve peri’lerin oturdukları yerdir ya da yeryüzünü çevreleyen ve belki de Gök’ü taşıyan büyük duvardır.

Pek çok tepede, ermişlerin (erenlerin ya da evliyaların) kutsal yeri bulunur, ama bu evliyalar meçhuldur ve onları dağın kişileştirilişi olarak da kabul edebiliriz. Gerçekten, Türklerin İslamı kabullerinin ilk yüzyıllarında, dağın tanrısal değerinin önemli bir kısmını koruduğu kuşku götürmez; Dede Korkut Kitabı’nda Qazilik Tag’a dua edilir, onun çöküşünün, yaşlanmasının ne kadar korkunç olacağı hatırlanır. Günümüze kadar süregelen gelenekte, özellikle Toros’larda, Sıvas’ta, Munzur’larda dua etmek için kutsal yerleri ziyarete gider gibi çıkılan ya da kurban adamak için gidilen doğal tapınaklar, dağlar, tepeler vardır.

Anadolu’da dağların taşların efsaneleri sürekli olarak kulaktan kulağa anlatılagelmiştir: Taş kesen çobanlar, yamaçtaki ejderhalar, ağlayan kayalar, eşkiyadan kurtulmak için taşlaşan düğün alayları (Kızlar Sinisi) gibi... Örneğin Sivas İmranlı Kızıldağ eteklerinde kurulu Ortaköy’de yasayan insanlar, yılın belli aylarında Kızıldağ'a çıkarlar. Köylülerin, Kızıldağı sıkıntı anında kendilerine sığınacak güvenilir bir yer olarak görmeleri, bu dağı kutsayıp onda manevi bir gücün var olduğuna inandıklarının işaretini vermektedir. Bu köyde yasayanlar, özellikle ilkbahar ve yaz mevsimleri arasında ve Hızır orucunu tuttuktan sonra, Perşembe (ya da Cuma akşamı) günü akşamı orada olurlar. Kızıldağı ziyaret ederek kurbanlarını keserler. Bu sırada oruçlu olan köylüler, kesilen kurbanların etiyle oruçlarını açıp dua ve niyazdan sonra evlerine dönerler.

Tüm bu örneklere karşın, ulaşılamaz, gizemli ve ürkütücü bir alan olan dağlara karşı halk olarak biraz dışlayıcı bakmışızdır. Zulüm dönemlerinde ‘dağa çıkmanın’ umut ve kurtuluşla, adalet ve haklı isyanla özdeşleştirilmesine karşın, son yaylaklardan ötesine, kayalık yüksek doruklara genelde ‘uğursuz’ bakılmıştır. Çoğu bölgemizde, dağ yamaçlarında yerleşik bölge insanlarının, kuşaklardır eteklerinde yaşadıkları dağın doruklarını merak etmeyişleri ve bu sınırları zorlamayışlarının kökeninde hep bu ‘uzak’, soğuk ve dışsal bakış etkili olmuştur. KAYNAKÇA : Mitolojiler Sözlüğü – Yöneten Yves BONNEFOY – DOST Yayınevi

Bu yazı [www.ortakoykoyu.com] sitesine meteorhaber.com'dan alıntılanmıştır.


(http://www.meteorhaber.com/content/view/465/)